Sultantepe Köyü: Bir Yolu Ararken, Bir Tarihi Keşfetmek
Hayat bazen bizi uzaklara, bilinmeyenlere doğru sürükler. Sürüklerken, bir köyün adı düşer dilimize: Sultantepe. Hangi harita, hangi rota bu köyü işaret eder? Belki de sadece bir köy değil, içinde kaybolduğumuz, yılların hüzünlerini ve umutlarını barındıran bir yerdir. Hikâyemiz burada başlıyor. Duygusal bir yolculuğa çıkmaya hazır olun.
Ahmet, genç bir mühendis, bir sabah sabahın erken saatlerinde, elleri cebinde, yalnız başına yola çıkmak üzereydi. Şehirdeki gürültüden bıkmış, düzeninden sıkılmıştı. Nehrin kenarındaki bir kasabada, eski bir köyün etrafında iz bırakmaya karar verdi. Bir arkadaşı ona Sultantepe köyünden bahsetmişti, buranın doğasının eşsizliğinden, insanlarının içtenliğinden… Ama Ahmet, Sultantepe’nin tam olarak nereye bağlı olduğunu bilmiyordu. İşte burada, kendi yolunu çizen bir adamın hikâyesi başlıyordu.
Ahmet’in zihninde bir çok soru vardı. “Sultantepe köyü nereye bağlı?” diye düşünüyordu. Ama bu sorunun cevabından daha önemli bir şey olduğunu fark etti: Bu köy, bir yerden çok, bir yaşam tarzıydı. Bu düşünceyle yola koyuldu.
Bir Strateji, Bir Zihin: Ahmet’in Yolu
Ahmet, stratejik düşünen bir insandı. Sorularını bir çözüm haline getirmeye alışmıştı. “Sultantepe köyü nereye bağlı?” sorusuna, harita ve Google Maps gibi araçlarla cevap aramaya başlamıştı. Kısa süre içinde fark etti ki, Sultantepe, Türkiye’nin Sakarya iline bağlı bir köydü. Sakarya’nın kıyısında yer alan bu köy, tarihi zenginliklere ve doğa harikalarına ev sahipliği yapıyordu. Ancak Ahmet için asıl çözüm, bu köyün içindeki insanların hayatını keşfetmekti. Bu köyün fiziksel yerini öğrenmişti ama köyün gerçek anlamını ve tarihini keşfetmek, onun asıl yolculuğuydu.
Düşüncelerinde kaybolurken, Ahmet’in içindeki bir duygu da gitgide güçleniyordu. Burası sadece bir köy değildi. İnsanları, toprakları, bağları, köyün derinliklerindeki sırlarıyla çok daha fazlasıydı. Gerçekten de köyün bağlı olduğu yer sadece Sakarya değil, Ahmet’in kalbinde de bir yer tutuyordu.
Kadınların Duygusal Bağları: Elif’in Hikâyesi
Ahmet, Sakarya’ya vardığında bir şey fark etti. Sultantepe köyüne varan yol, beklediği gibi çıkmamıştı. Köy halkı onu sıcak bir şekilde karşıladı. Ama ona ilk selamı veren, Elif adında bir kadındı. Elif, köyün en genç ve en enerjik kadınıydı. O, köyün tarihini, geleneklerini, insanlarını çok iyi biliyordu. Ahmet’in ona Sultantepe hakkında sordukları ise, Elif’in yüzünde bir gülümsemeye sebep olmuştu.
Elif, Sultantepe’nin kökenlerini anlatırken, sadece coğrafyayı değil, köyün ruhunu da paylaşmıştı. Sakarya’nın Kocaali ilçesine bağlı olan bu köy, tarihi boyunca pek çok medeniyetin izlerini taşır. Elif, köyün sakinlerini, tarihini, geleneklerini anlatırken, Sultantepe’nin nereye bağlı olduğundan çok, bu köyün insanlarının birbirlerine nasıl bağlı olduklarını vurguladı.
“Burası sadece Sakarya’ya bağlı bir köy değil,” dedi Elif. “Burası, hepimizin yüreklerinde taşıdığı bir yer. Buradaki insanlar birbirini sevdikçe, burası büyür. Nehrin kenarında oturup, geçmişi dinlemek, geleceği umutla görmek… Her şey burada bir arada.”
Ahmet, Elif’in söylediklerini anlamaya çalışarak başını salladı. Bir köyün sadece coğrafi bir noktaya bağlı olmasının ötesinde, insanlarının birbirine ne kadar bağlı olduğunun farkına vardı. Elif’in anlatımı, her kelimesiyle Ahmet’in içini ısıtıyor, ona yaşamı ve ilişkileri bir kez daha hatırlatıyordu.
Sultantepe’nin Anlamı
Sultantepe, sadece bir köy değil, bir yaşam tarzıdır. Ahmet’in sorusu, bir köyün coğrafi konumunu öğrenmekti belki ama Sultantepe’ye geldikçe, burada bağlılık, geçmişin mirası ve insanların birbirine olan sevgisiyle karşılaştı. Bu köy, sadece fiziksel bir yer değildi. Ahmet için, Sultantepe, insanları, onların hikâyeleri ve birbirlerine olan bağlarıyla, derin bir anlam kazandı. Sakarya’nın Kocaali ilçesinde bulunan bu köy, ahlaki ve kültürel bağların güçlü olduğu, bir zamanlar kaybolmuş gibi görünen değerlerin yeniden can bulduğu bir yerdi.
Bir Köyün İçinde Kaybolan Bir Dünya
Sultantepe köyü, haritada bir noktadan çok, bir yaşam tarzının simgesidir. Erkeklerin çözüm odaklı bakış açıları bazen tüm soruların yanıtlarını bulmaya yetse de, kadınların içsel ve toplumsal bağları üzerinde derinlemesine düşünmeleri de, Sultantepe’nin gerçek anlamını bulmamıza yardımcı olur. Ahmet’in sadece coğrafyayı öğrenmesi değil, Elif’in içtenlikle anlattığı köyün bağlarını anlaması, hikâyenin belki de en önemli noktasıydı.
Sizce, köyler birer coğrafi yerler olmaktan çıkarak, birbirine sıkı sıkıya bağlı insanların dünyaları haline gelir mi? Sultantepe, bir yerin değil, insanların bağlarının güçlü olduğu bir köy değil mi? Eğer buraya hiç gitmediyseniz, belki de bir gün gitmek ve kendi gözlerinizle görmek istersiniz.
Siz de bu köyün, insanlarının ve onların hayatlarının nereye bağlı olduğunu düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bizimle paylaşın!